5 Nisan 2021 Pazartesi

BANKACILIĞIN TARİHÇESİ

1.1  DÜNYA BANKACILIĞININ GELİŞİMİ

            İlk bankerler (tezgah) olarak kabul edilen Lombardiyalı Yahudiler, bankacılık işlemlerini pazarlara koydukları bir masa (banco) üzerinde yapmışlardır. Banka kelimesi İtalyanca “Banco” kelimesinden gelmektedir. Yıllar geçtikçe bu kelime günümüzde “Banka” olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Bankerler para ticaretini yaptıkları için mübadeleyi kolaylaştırır, ticaretin hızlanmasını sağlar. Eğer taahhütlerini yerine getiremeyip iflas ettiklerinde ise halk banco denilen masaları kırardı.

            İlk bankacılık işlemleri Sümer ve Babil Medeniyetlerine kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Maket (tapınak) olarak bilinen ilk banka M.Ö 3500 yılında Sümerliler tarafından kurulmuştur. İlk bankanın Maket olmasının sebebi, mabetlerin güvenirliğinden kaynaklanmaktadır. İlk bankacılar olarak da rahipler olduğu bilinmektedir. Yapılan kazılar sonucu maket rahiplerinin çiftçilere hammadde ihtiyaçlarını karşılamaları için kredi verdikleri saptanmıştır. Rahiplerin asıl amacı ödünç vermek ve mevduat kabul etmektir. Ödünç işlemlerinin nasıl olacağı, faiz olup olmayacağı Hammurabi Kanunlarında yer olmaktadır. Ödünç işlerinde faiz alınmasına izin verilmekteydi. Eski Yunan, Eski Mısır ve Roma’da da banka işlemleriyle uğraşan kurumlar vardı. Eski Mısırda yasaların daha sert olmasına rağmen, Eski Yunan yasalarında faize yasak getirilmemiştir.

            Bankacılığın gelişmesi açısından o dönemin en önemli olaylarından birisi de bonoya çok benzeyen “Cambiale” mektubu ortaya çıkmıştır. Cambaiale mektubunda amaç bir kentten başka bir kente para gönderilmesinde veya tacirin başka bir kentte ticaret yapmasındaki güvensizliği kırmaktır. Örneğin bir tacir başka bir kentte ticaret yapmak istesin. Tacir kendi ülkesindeki para değişimiyle uğraşan Cambsor’a parayı verir. Cambsor da Cambialeyi yazıp tacire verir. Cambiale mektubunda verilen paranın güvenli bir şekilde ödeneceği taahhüt edilir. Böylelikle yapılmak istenilen işler daha sağlıklı bir şekilde yapılır.

            15. yüzyıla gelindiğinde 1453 İstanbul’un fethi ile İtalya’ya doğru bir göç başlamıştır. Bu göç sonucunda uygarlık Batı’ya doğru kaymaktadır. Rönesans ile sanat ve fikir, Reform ile dinsel alanda önemli değişiklikler olmuştur. Bu sayede faize olan düşünceler ve yasaklar değişmiştir. Faiz artık yasal bir hale gelmeye başlamıştır.

            Yine bu dönemde İspanyolların Güney Amerika’dan getirdikleri altınlarla çok çeşit sikke basması, Avrupa’daki paranın çeşitliliğinin ve ayarının bozuk olması büyük sorunlara yol açmıştır. Bu sorun ticaretin yoğun olduğu kentleri yakından ilgilendirmekteydi. O kentlerden en önemlisi Amsterdamdı. Bu yüzden 1609’da Amsterdam Bankası kurulmuştur. Bu banka modern anlamda kurulan ilk bankadır. Ardından 1637’ de Venedik Bankası kurulmuştur. Venedik Bankasının kurulmasıyla çek ve banknot kullanımına yol açan Contadi di  Bankası sistemi geliştirilmiştir.

            İngiltere’ye gelecek olursak, 1640 yılında İngiltere kralı Londra Kulesinde saklanan tüccarların altınlarına el koymuştur ve bu da güvensizlik ortamı yaratmıştır. Tüccarlar da altınlarını “goldsmith” diye adlandırılan tüccarlara sertifika karşılığı vermeye başlamışlardır. Bir süre sonra Goldsmithler biriken altınların karşılığında “goldsmith notes denilen senetler vermeye başlamışlardır. Bu senetler piyasada alışverişlerde dolaşır duruma gelmiştir. İngiltere yine bu dönemde Fransa ile savaşa düşmesinden dolayı para sıkıntısı çekmeye başlamıştır. Bu yüzden artık bir devlet bankası kurulması gerektiğini düşünmüşlerdir. 1694 yılında İngiltere bankası kurulmuştur.

            18’nci yüzyıla ulaşıldığında bankalar bütün Avrupa’ya yayılmıştır. 18’nci yüzyıl ile 20’nci yüzyıl arası Avrupa ülkelerinin köklü bankaları kurup geliştirdikleri, merkez bankacılığına geçtikleri ve bankaya ilişkin hukuki düzenlemeleri yaptıkları dönemdir. İngiltere’de herhangi bir imtiyaza sahip olmadan “Bank of England” 1829’a kadar hazine yararına banknot ihracı ile yetkilendirilmiştir. 1844 “Bank Act” bu imtiyazı o tarihe kadar ihraç yetkisini kullanan bankaların tekeline vermiştir. Fransa’da “Banque de France” 1848’de imtiyaza sahip olmuştur. ABD’de uzun süre serbest olan banknot çıkarma yetkisi 1863’de “National Bank Act” ile düzenlenmiştir. Sovyet Rusya’da ise 1921’de kurulan “Gosbank”, hem sürüm yetkisine sahip ve hem de kısa vadeli kredi veren tek kuruluştur.

 

 

1.2  TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELİŞİMİ

 

            1.2.1 OSMANLI DÖNEMİ

            Osmanlı Devletinde, Avrupa’da yaşanan gelişmeler ve sanayileşme hareketleri yaşanmadığı için benzer şekilde o dönemlerde bankacılık sektöründe de bir şey yaşanmamıştır. Tanzimat Dönemi gelinceye kadar bankaya rastlanmamıştır. Tanzimat Dönemine kadar bankacılığın gelişmemesinin iki sebebi vardır:

∙ Türklerin genellikle askerlik ve yöneticilik gibi işlerle uğraşmaları ve sarraflık, tüccarlık gibi işleri Türk ve Müslüman olmayan kişilere bırakmaları

∙Biraz öncede belirttiğim gibi diğer sebep ise Osmanlı Devletinin Batıda olan gelişmeleri ve sanayileşmeyi takip edememesinden kaynaklıdır.

Osmanlı Devletinde ilk kağıt para 1840 yılında Kaime adı verilen paradır. Kaime adı verilen kağıt para bütçe açıklarının finanse edilmesi için çıkarılmıştır. Osmanlı Devleti sürekli dış açık verdiği için Kaimeler çok fazla sayıda artırılmıştır. Bu yüzden de paranın değeri yabancı para karşısında sürekli düşüşe geçmiştir. Dış açıkların kapatılması zorlaşmaya başlamıştır. Böyle olmaya başlayınca Galata bankerlerinin önde gelenlerinden iki tanesi hükümetle de anlaşarak 1847’de İstanbul Bankasını kurmuşlardır.

Cumhuriyet öncesi dönemde bankalar yabancı şirketleri finanse etmek için yabancı sermayeler tarafından kurulmuştur. İstanbul Bankasının faaliyet alanının sınırlı olması, ödeme işlemlerini tehlikeye düşürecek hareketlerde bulunması ve spekülasyon yapmasından dolayı kapatılmıştır. Daha sonra 1856 yılında Osmanlı Bankası kurulmuştur. Şube açarak faaliyet gösteren en önemli bankadır. İngiliz ve Fransız sermayesiyle kurulmuştur. Osmanlı Bankasının kurulmasının en önemli etkenlerinden biri 1856 Paris Barış Antlaşmasının Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borç alma olanaklarının artırmasıdır. Osmanlı Bankasının diğer yabancı bankalardan farkı İngiliz, Fransız ortaklığının yeniden örgütlenerek devlet bankası şeklini almasıdır.

 

Osmanlı Bankasının görevleri:

∙ 30 yıllık bir süre için banknot basma ayrıcalığı ve tekeli verilmiştir.

∙ Devlet gelirlerini tahsil etmek

∙ Hazine ödemelerini yerine getirip bonolarını iskonto etmek

∙ İç ve dış borçlara ilişkin faiz ve anapara ödemelerini yapmak gibi görevler üstlenmiştir.

            1863 yılına gelindiğinde çiftçilere tarımsal kredi vermek için Memleket Sandıkları kurulmuştur. Memleket sandıklarının sermayesi önceleri imece usulüyle sağlanırken daha sonra çiftçilerin sandığa buğday vermesiyle sağlanmıştır. Zamanla sermayenin toplanmasında yaşanan sıkıntılardan ve yolsuzluk iddialarından dolayı yeniden düzenlenerek Menafi Sandıkları adını almıştır. Bir süre sonra burada da yaşanan sıkıntılardan dolayı kapatılmıştır. Artık tarımsal krediler devlet denetimine tabii olması zorunlu hale gelmiştir. Bu sayede 1888 yılında Ziraat Bankası ilk devlet bankası olarak kurulmuştur. 1868 yılında kurulan İstanbul Emniyet Sandığı da 1907 yılında Ziraat Bankasına bağlanmıştır.

            Sonuç olarak Osmanlı Döneminde daha çok yabancı sermayeli bankalar kurulmuştur. 1908 yılından 1923 yılına kadar geçen sürede 24 tane ulusal banka kurulmuş ve bunların 14 tanesi Cumhuriyet döneminde faaliyet gösterebilmiştir.

 

            1.2.2 CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRK BANKACILIĞI

            Cumhuriyet öncesi dönemde bankacılık daha çok yabancı sermayesinin hakimiyetindeydi. Kurtuluş Savaşından sonra yabancıların hakimiyetinden çıkılmasının gerekli olduğu ve daha çok devletin bankacılık sektörüne el atmasının gerekli olduğu, İzmir İktisat Kongresinde görüşülmüştür.

            Cumhuriyet Döneminde bankacılık sektörü altı dönemde ele alınmıştır.

           

 

            1.2.2.1 ULUSAL BANKALAR DÖNEMİ (1923-1932)

            1923 yılına gelindiğinde 22 tanesi ulusal 13 tanesi de yabancı olmak üzere toplam 35 banka faaliyet göstermektedir. Bu bankaların 139 tane şubeleri bulunmaktadır.

            İzmir İktisat Kongresinde, ekonomik açıdan gelişmek için ulusal bankacılığın gelişmesi gerektiği vurgulanmış. Fakat o dönemin şartlarından dolayı ve özel kesimin banka kuracak kadar sermayesinin olmamasından dolayı devlet katkısının büyük ölçüde olması gerekmekteydi. Kongreye katılan tüccarlar ticaret bankası kurulması gerektiğini savundular. 1924 yılında Türkiye’nin ilk özel bankası olan İş Bankası kurulmuştur. Kongreye katılın bir diğer grup da sanayicilerdi. Onların katkılarıyla da 1925 yılında Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur. Ayrıca tek şubeli yerel bankalarda artış olmuştur. Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası ülkemizde kurulan ilk kalkınma bankasıdır. Banka 1932 yılında Türkiye Sanayi ve Kredi Bankası adını almıştır. 1933 yılında ise Sümerbank’a devredilmiştir. Konut Kredileri vermek için 1927 yılında Emlak ve Eytam Bankası kurulmuştur. Bu banka daha sonra Emlak ve Kredi Bankası adını almıştır.

            Cumhuriyet Döneminin en önemli gelişmelerinden biri de 1930 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kurulması olmuştur. Aslında Merkez Bankası yasa tasarı hazırlanmış ve 11 Haziran 1930’da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir. 30 Haziran 1930’da  Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Merkez Bankası  3 Ekim 1931 yılında da faaliyetlerine başlamıştır.

Merkez Bankasının görevleri:

Para kur ve politikalarını düzenlemek

∙ Banknot dolaşımını sağlamak

∙ Para basmak

∙ Fiyat istikrarını sağlamak

Para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak

∙ Altın ve döviz rezervlerini saklamak ve yönetmek

∙ Ödeme sistemlerinin sağlıklı, güvenli, risksiz ve süratli çalışmasını sağlamak

∙ Bankalara ödünç vermek

∙ Hazinenin yabancı para iç ve dış borç servisini gerçekleştirmek için gerekli döviz likiditesini bulundurmak

 

            1.2.2.2 ÖZEL AMAÇLI DEVLET BANKALARININ KURULDUĞU           DÖNEM  (1933-1944)

            Cumhuriyetin ilk 10 yılında özel kesimin özendirilmesine yönelik çabalar sanayileşme stratejisi ve sermaye yetersizliğinden dolayı pek sonuç vermemiştir.

            1929 yılında yaşanan ekonomik buhrandan devletin ekonomiye müdahalesi başlamıştır. Devletin ekonomiye müdahalesi Türkiye’de de benimsenmiştir. Devam eden süreçte daha çok devlet bankaları kurulmaya başlamıştır.

            İktisadi devletçilik sistemi bankacılığı önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde kurulan bankalar ve işlevlerini sıralamak mümkündür.

            1933 yılında kurulan Sümerbank’ın en önemli işlevi, sınai kalkınmayı desteklemek için sınai tesisler kurulmasını sağlamaktır.

            1933 yılında kurulan Belediyeler Bankası’nın (İller Bankası) en önemli işlevi, şehir ve kasabalarda su, elektrik, kanalizasyon gibi altyapı hizmetlerini sağlamak ve imar planlarını hazırlamak için belediyeler tarafından gerekli kredi ve imkanları sağlamaktır.

            1935 yılında kurulan Etibank’ın en önemli işlevi, maden yataklarını ve enerji kaynaklarını işletmek için gerekli işletmeleri kurmak, yönetmek ve finansmanını sağlamaktır.

            1937 yılında kurulan Denizbank’ın en önemli işlevi, deniz yolları işletmelerini kurmak ve finansman sağlamaktır.

            1938 yılında kurulan Halk Bankası’nın en önemli işlevi, küçük esnafa ve zanaatkarlara kredi vermektir.

 

            ÖZEL BANKALARIN GELİŞTİĞİ DÖNEM (1945-1959)

            İkinci Dünya Savaşı yüzünden ülke içinde ve ülke dışında ekonomi açısından değişiklikler olmuş ve yeni iktisadi stratejilerin arayışına girilmiştir. Yatırımların, milli gelirin, işletmelerin ve nüfusun hızla artmasından dolayı sermaye ve kredi ihtiyacı artmıştır. Bu gelişmeler sonucunda devlet bankacılığından çok özel bankacılık gelişmeye başlamıştır. Ulusal ve tek şubeli bankalar tasfiye kararı alırken özel bankalar ve şube sayıları artmıştır.

            1944’te Yapı ve Kredi Bankası, 1946’da Garanti Bankası, 1948’de Akbank, 1950’de Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, 1955’te Pamukbank bu dönemde kurulan bankalardır. Bu dönemde üçü özel kanunlarla olmak üzere 30 yeni banka kurulmuştur.

            Dönemin en önemli gelişmelerinde biri de 1958 yılında Türkiye Bankalar Birliği kurulmuştur ve devlet bankaları kredi alanında tümüyle serbest bırakılmıştır.

 

            1.2.2.4 PLANLI DÖNEM (1960-1980)

            Bu dönemde bankacılık büyük ölçüde devlet kontrolü ve etkisi altında kalmıştır. Yeni banka kurulmasına pek izin verilmemiştir. Böyle bir şey yapılmasının sebebi; sınırlı olan kaynakların belirli bir yöne ve sınırlı rekabet koşullarında akmasını sağlamaktı. Ticaret bankaları holding bankacılığına dönüşmüştür. Holding bankacılığı sanayi ve ticaretle uğraşanların bankaların sermayesinin önemli bir bölümüne sahip olması şeklinde açıklanabilir. Bu dönemde faaliyet gösteren özel bankalar daha çok mevduat toplamak için şube bankacılığını tercih etmişlerdir. Maliyetlerin düşürülmesi için de küçük bankalar birleştirilmeye çalışılmıştır. 1960’larda kurulan küçük bankaların çoğu da tasfiyesi gerçekleşmiştir.

            5’i kalkınma 2’si ticaret olmak üzere 7 banka kurulmuştur. Kalkınma bankaları; 1962’de T.C Turizm Bankası, 1963’de Sınai Yatırım ve Kredi Bankası, 1964’de Devlet Yatırım Bankası, 1968’de Türkiye Maden Bankası ve 1976’da kurulan Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankasıdır. Ticaret Bankaları ise 1964’de Amerikan-Türk Dış Ticaret Bankası ve 1977’de kurulan Arap-Türk Bankasıdır.

 

            1.2.2.5 SERBESTLEŞME VE DIŞA AÇILMA DÖNEMİ (1981-2001)

            1970’li yılların sonunda ekonomide çeşitli sorunlardan dolayı ve sanayinin döviz gereksinimini karşılayamamasından dolayı yeni bir sanayi stratejisinin izlenmesi zorunlu hale gelmiştir. 24 Ocak 1980 Kararları ile ihracata yönelik stratejiler geliştirilmiştir.

            Bu dönemde bankacılık alanında ortaya çıkan gelişmeleri kısaca özetleyebiliriz;

a)      Faiz oranları serbest bırakılmış, mevduat ve kredi faizleri hızla yükselmiştir.

b)      İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 1986 yılında faaliyete geçmiştir.

c)      Bu dönemde artan rekabet koşullarından dolayı bilgisayar sistemleri ve diğer teknolojik yeniliklerden yararlanılmasına önem verilmiştir. Personel eğitimine önem verilmesiyle de verimlilik artırılmıştır.

d)      Bankalar müşterilere tüketici kredileri, kredi kartları, döviz tevdiat hesabı, leasing, factoring, forfaiting gibi yeni ürünler ve hizmetler vermeye başlamıştır.

e)      1985 yılında Bankalar Kanunu yürürlüğe girmiştir. Amaç bankacılık sektöründe uluslararası denetim ve gözetimi sağlamaktır.

f)       1987 yılında Merkez Bankası açık piyasa işlemleri yapmaya başlamıştır.

 

            1989 yılına gelindiğinde özellikle kamu sektörü finansman açıkları ciddi ölçüde artmaya başlamıştır. Yüksek faiz ve yüksek enflasyonla karşı karşıya kalınmıştır. Bu dönemde uygulanan yanlış politikalar durumu iyice kötüye sürüklemiştir. 1994 krizinden sonra faiz oranları çok yükselmiştir. 3 ticari bankanın iflas etmesinden dolayı faaliyetleri son bulmuştur. Bankacılık sektörü ciddi gerileme kaydetmiştir. Fakat daha sonra mevduat ve faize devlet garantisi verilmesi kararlaştırılmıştır.

            2000 yılında sonra işler bankacılık anlamında biraz daha yolunda gitmeye başlamıştır. 31 Ağustos 2000 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu fiilen çalışmaya başlamıştır.

            2000 yılında bankaların kredi verme oranı gittikçe artmıştır. Krediler içinde özellikle tüketici kredilerin oranı çok fazladır. Fakat Kasım 2000 yılındaki ve daha sonra Şubat ayındaki krizlerden dolayı sektörün mali yapısı bozulmuştur. Demirbank, Etibank, Bank Kapital’in yönetimi fona devredilmiştir. Kıbrıs Kredi Bankası ve Park Yatırım Bankası faaliyetlerini durdurmuştur.

 

            1.2.2.6 YENİDEN YAPILANDIRMA DÖNEMİ VE GÜNÜMÜZDE TÜRK BANKACILIĞI (2002 VE SONRASI)

            Yaşanan krizden sonra Nisan 2001’e gelindiğinde “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” uygulanmaya başlanmıştır. Bu programın temel amaçları şöyledir:

a)      Ekonominin dış olaylara karşı direncinin artırılması

b)      Enflasyonun düşürülmesi

c)      Kamu borçlarının azaltılması

d)      Mali disiplinin sağlanması

e)      Bankacılık sektörünün geliştirilmesi

f)       Gelirler politikasın enflasyona uyumlu bir şekilde yürütülmesi

 

2001 krizinden sonra bankalar zamanla toparlanmaya başlamışlardır. Buna ayak uyduramayan bankalar da ya birleşmişlerdir ya da TMSF’ye alınmışlardır. 2001 yılında 61 olan banka sayısı 2004’te 48’e düşürülmüştür. 1999-2003 yılları arasında 20 banka TMSF’ye devredilmiş, 8 bankanın faaliyetine son verilmiş ve 11 banka birleşme kararı almıştır.

Bu gelişmelerden sonra BDDK “Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programını” uygulamaya koymuştur. Buradaki amaç kamu bankalarının finansal ve operasyonel açıdan yeniden yapılandırılması, krizden olumsuz etkilenen özel bankaların tekrar eski düzenlerine dönmesinin sağlanması, TMSF bünyesindeki bankalara acilen bir çözüm yolu bulunmasıdır.

2002 sonrasında ülke ekonomisinde hızla bir büyüme gözlemlenmiştir. Fakat 2008 yılına gelindiğinde ekonomi daralmaya başlamıştır. Bütçe açığı ortaya çıkmıştır, kamu ve özel sektörde sıkıntılar meydana gelmeye başlamıştır, enflasyon ve faizde dalgalanmalar meydana gelmeye başlamıştır. Krizden dolayı GSYİH ‘da yıldan yıla önemli düşüşler meydana gelmiştir. Daha sonra 2009 yılına gelindiğinde çeşitli kararlar alınmıştır. Kamu kesimi ekonomiye müdahale etmiştir. Para ve maliye politikaları uygulamıştır. Merkez bankası da faiz oranlarını düşürmüştür. Finansal kurumlara likidite desteği sağlanmıştır. Bu çabalar sayesinde bankacılık sektörü de hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir.

 

Tablo:1.Türk Bankacılık Sektöründe 2000 Sonrası Yeniden Yapılandırma Sürecinde Banka Birleşmeleri (2001)

Hedef Banka

Açıklama

Tarih

Egebank, Yaşarbank Yurtbank, Bank Kapital

Sümerbank ile birleştirilmiştir.

Ocak 2001

Ulusal Bank

Sümerbank ile birleştirilmiştir.

Nisan 2001

Esbank ve İnterbank

Etibank ile birleştirilmiştir.

Haziran 2001

Bank Ekspres

Tefken Grubu’na satılmıştır.

Haziran 2001

Demirbank

HSCB Bank Plc. Tarafından satın alınmıştır.

Eylül 2001

Emlak Bankası

T.C. Ziraat Bankası’na devredilmiştir.

Temmuz 2001

Birleşik Türk Körfez Bank

Osmanlı Bankası tarafından devralınmıştır.

Ağustos 2001

Sümerbank

Oyak Bank tarafından satın alınmıştır.

Ekim 2001

Garanti Bankası ve Osmanlı Bankası

Garanti Bankası adı altında birleştirilmiştir.

Ekim 2001

Morgan Guaranty ve Chase Manhattan

JP. Morgan Chase Bank adı altında birleştirilmiştir.

Kasım 2001

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder