Para piyasası, mali piyasanın bir alt piyasası olarak nitelendirilmektedir. Kısa vadeli olması nedeniyle sermaye piyasasından ayrılır.
Türkiye’de para piyasası
3 ayrı piyasadan oluşur. Bunlar; Bankalararası Piyasa, Merkez Bankası Piyasası
ve Takasbank Piyasasıdır. Ortak özellikleri kısa vadeli işlemler olması ve
teminatların hazine bonosu olmasıdır. Bu piyasalarda paranın yabancı para
olması durumunda para piyasası yerini Forex piyasasına bırakır.
Para piyasalarının
işleyişi aynı sermaye piyasası gibidir. En belirgin farkı ise; sermaye
piyasasında aracı ihraç eden bir ihracatçı olması ve ihracatçı ile doğrudan
karşılaşılan birinci piyasayı takip eden piyasanın Borsa ya da Forex piyasası
olmasıdır. Para piyasasında ihracatçının önemi yoktur, fiili piyasa önem
kazanmıştır.
Para piyasası organize
olabildiği gibi, Forex piyasası gibi bir formatta da işlem yapabilir.
Yatırımcılar kur, gösterge ve fiyat ile pazara katılıp, karşı tarafın gösterge
kurlarını görür. Kur ve fiyatlar piyasayı oluşturup, tüm potansiyel
katılımcılara durum ile ilgili bilgi verebilir.
Para piyasası bir
telekomünikasyon piyasası olduğu için, borsaya benzemez. Sistem üyesi olanlar
tarafından kabul edilen her katılımcı sisteme girip çıkabilir.
Para piyasasına özgü
yatırım aracı bulunmamaktadır. Ayrıca kısa vadeli fon, arz ve talebin oluştuğu
piyasalar dikkate alındığında ortaklık içeren bazı yatırım araçlarının olmadığı
da görülmektedir.
Genel olarak;Mevduat,
Mevduat Sertifikası, Hazine Bonosu, Finansman Bonosu, Euro – Dolar ve Varlığa
Dayalı Menkul Kıymetler, kullanılmaktadır.
Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası Piyasası (TCMB)
Sistemler arasında en
organize olanıdır. Para piyasalarında en yüksek işlem hacmine sahip olan Merkez
Bankası piyasasıdır. Katılımcılar işlemlerini Merkez Bankası üzerinden
gerçekleştirir. Katılımcılar Merkez Bankası’nda teminat gösterme karşılığında
borç alır ya da para satar. Kimin kimden para aldığının belli olmaması bu
sistemin avantajıdır. Katılımcılar Merkez Bankası’nın açtığı kadar borçlanabilecek
ve istedikleri teminatı yatırabilecektir. Satış işlemleri Merkez Bankası’na
yapılıyor gibi görünmektedir. Ama
Merkez Bankası topladığı kaynakları makul bir kar oranı ile beraber fon
ihtiyacı olan diğer aracılara satmaktadır. Yani kurumlar birbirlerinden
borçlanmaktadır.
Merkez Bankası oldukça
büyük, garantili ve düzenli bir piyasadır. Katılımcıları tarafından yaygın
kullanılır ve limit problemleri ve maliyet yüksekliği nedeniyle farklı
piyasaları da gündeme getirirler.
Bankalararası
Para Piyasası
Bazı durumlarda
katılımcılar Merkez Bankası’na borçlanmakta güçlük çekebilirler. Bu maliyetin
yüksek olmasından, Merkez Bankası’nda borçlanma limiti dolmuş olabileceğinden
ve teminatlarının yeterli olmamasından olabilir. Güvene ve karşı tarafın kabul
edeceği bir teminata dayalı olarak bankalara borçlanabilirler. Bu sistemin
garantisi yoktur, bu nedenle katılımcılar birbirlerinin riskini analiz eder ve
gayri resmi limitler tanırlar. Belirlenen limitler doğrultusunda işlem
yürütülmektedir. Borçlanma repo şeklinde de yapılabilir. Direkt borçlanma
yerine tarafların karşı tarafın bonolarını teminat kabul ederek müşteri repo
yapan banka konumunda hareket eder.
Takasbank
Para Piyasası
Merkez Bankası piyasasına
benzer şekilde ve ilkelerde çalışan piyasada tarafların kimliği saklı tutulur.
Tek bir muhatap vardır ve teminat esasına dayanmaktadır. Yakın dönemde hacmi
oldukça büyüyünce Takasbank para piyasası bankaların ilgi odağı olmuş ve
katılımcılara hizmet verir hale gelmiştir.
Takasbank A.Ş, İMKB’de
işlem gören hisselerin büyük bölümünün fiziki olarak saklandığı ve aynı oranda
paranın el değiştirdiği bir kurumdur. Forex piyasasına Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından denetimler getirilmiştir. Forex yatırımcılarının sermayeleri
Takasbank nezdindedir ve yatırımcı yararına çalışır. Takasbank sermaye
güvenliği açısından önem taşımaktadır. Takasbank bir para piyasası olarak
bankalara göre daha küçük tarzda ve aracı kurumlar için Takasbank Para
Piyasası’nı oluşturmuştur.
Para
Piyasası Araçları
Hazine
Bonosu
Devletin cari yıl Bütçe
Kanununa dayalı olarak bütçe açıklarının finansmanında kullanılmak üzere
çıkarmış olduğu devlet iç borçlanma senetlerinden vadesi 1 yıldan az olanlara
Hazine Bonosu, vadesi 1 yıl veya daha uzun olanlara ise Devlet Tahvili denir.
Hazine bonoları yatırımcılara ihraç tarihinde nominal değerin altında bir
değerle diğer bir ifadeyle iskontolu olarak satılırlar. Vade sonunda nominal
değerle satış değeri arasındaki fark yatırımcının faiz gelirini oluşturur.
Geri
Satın Alma Anlaşması (REPO)
Finansal varlıkların
belirli bir tarihte, belirlenmiş bir fiyattan geri satın alınacağının taahhüt
edildiği anlaşmalardır. Bu işlemde söz konusu olan finansal varlıklar
yatırımcıya teslim edileceği gibi, çoğu zaman satan finansal kurum tarafından
yatırımcı adına saklanmaktadır. Ancak, bu durumda yatırımcıya geri satın alma
taahhüdünü taşıyan bir makbuz verilmektedir. Repo yapan taraf, elindeki menkul
değerleri kısa süre sonunda geri almak vaadiyle satarak kısa vadeli fon
ihtiyacını karşılamaktadır. Reponun vadesi 1 gece ile 30 gün arasında olmakla
birlikte daha da uzun olabilmektedir.
Banka
Mevduatı
Banka mevduatları
ülkemizde tasarruf sahiplerinin tasarruflarını değerlendirdikleri en önemli
finansal araçlardır. Bankalar yatırılan bu fonları başka finansal araçlara dönüştürerek
finansal piyasalarda çok önemli işlev görürler.
Finansman
Bonoları
Anonim şirketler
tarafından kısa vadeli borç sağlamak üzere çıkarılan menkul değerlerdir.
Finansman bonolarının vadeleri 3 ay ve katları olmak üzere en fazla 1 yıldır.
Finansman bonoları da hazine bonoları gibi iskontolu olarak satışa sunulur.
Büyük ve riski düşük işletmelerin kısa süreli finansman ihtiyaçlarını
karşılamak üzere çıkarılan finansman bonoları, aracı kurumlara ya da doğrudan
yatırımcılara satışa sunulabilir. Finansman bonoları 30 günden az olmamak üzere
ve 30 günün katları olarak çıkarılır.
Finansman bonolarının
işletmeler açısından başlıca üstünlükleri şunlardır:
Alternatif finansman
yöntemlerine göre (örneğin banka kredileri) daha ucuzdur.
Finansman kurumlarından
fon sağlanması uzun formaliteleri gerektirmektedir. Bu açıdan finansman
bonoları daha kısa sürede ve daha az formaliteye ihtiyaç göstermektedir.
Finansman bonolarının
ikincil piyasasının da olması işletmeye prestij sağlamaktadır.
Finansman bonoları banka
kredilerine göre işletmeler açısından daha düşük maliyetle fon sağlama aracı
olmaktadır.
Bankalar topladıkları
mevduatlar için birtakım kısıtlamalara tabidirler ve karşılıklar ayırmak
durumundadırlar. Bu ise kredi faizlerini yükseltmektedir. İşletmelerin banka
yerine finansman bonoları ihraç ederek yatırımcılara doğrudan yönelmeleri, bu
fonların daha düşük maliyetli olmasını
sağlamaktadır. Böyle bir
durumda hem işletme için banka kredisine göre daha ucuz, hem de yatırımcı için
mevduata göre daha yüksek getiri sağlanması söz konusudur.
Finansman bonoları
yoluyla kısa süreli fon ihtiyaçlarının karşılanması, ancak belirli koşulları
sağlayan anonim şirketleri için söz konusudur. İşletmelerin fon ihtiyaçlarını
karşılanmasında hemen hemen tüm işletmelerin geniş ölçüde kullandıkları kısa
süreli fon kaynağı hâlâ ticari krediler ya da satıcı kredileri olarak
adlandırılan kredilerdir Ticari krediler, herhangi bir nakit ödemesi
yapmaksızın satıcının alıcıya belirli bir ödeme süresi tanımasıdır.
Banka
Bonosu
Kalkınma ve yatırım
bankalarının kaynak sağlamak üzere çıkarmış oldukları kısa vadeli bonolardır.
Varlığa
Dayalı Menkul Kıymetler (VDMK)
İhraç eden kurumların
kendi ticari işlemlerinden doğan veya diğer işletmelere ait olup da kendileri
tarafından devralınmış alacaklar karşılığında ihraç edilebilecek finansal
varlıklardır. VDMK belli bir faiz ve vade ile ihraç edilse de vadesinden önce
satılabilir. Ülkemizde bankalar yanında genel finans ortaklıkları ve finansal
kiralama şirketleri de VDMK ihraç edebilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder